Yelkenli bir teknede dikkat edilmesi gereken kontrol, önlem ve güvenlik alanı vardır. Ancak bunlardan olmazsa olmaz ve başa geldiğinde size ciddi zorluklar çıkaracak birkaç maddeye öncelik vermek gerekebilir. Denize şakaya gelmez dedikleri belki de budur. Denizde, bir teknede, hep gözünüzün üzerinde olması ve asla çiğnememeniz gereken kurallar vardır. Şimdi bunlardan ilk 10’u şöylece bir sıralayalım.
- Eldiven
Yelkenli teknede, yapacağınız her bir iş (yelken basmak, kavança veya tramola atmak, demir atmak, demir almak, aborda olmak veya avara etmek gibi manevralar vb) eldivenle yapılmalıdır.
Genelde en sık yapılan hata, çok basit bir manevrada veya bir kavançada veya tramolada eldiven giymeyip bir anda yüklenen halatı tutamadan parmakları halatla yakmaktır. Bir anda o çok basit olan olay, sarpa sarar ve hızla ellerinizden geçen halat ellerinizi yakar. Öyle ki birkaç gün boyunca eliniz kullanılamaz hale gelebilir veya daha da kötüsü parmak/parmaklarınız zarar görebilir.
Bu nedenle, siz siz olun basit, kolay, “aman yahu” demeden eldivenlerinizi giyin.
- Yangın
En korktuğumuz olaydır. Teknenin kaybı, dahası insan kaybı ile sonuçlanabilir. Yangına karşı kullandığımız tüpler, yangın battaniyesi gibi yangınla mücadele ekipmanlarımız tam ve bakımlı olmalıdır. Yangına karşı alınacak önlemler konusunda eğitim eksiğimiz de cabası tabi. Yangın, şakası olmayan çok ciddi bir risktir. Yelkenli teknede yangına karşı alacağınız tedbirler ne kadar yüksek olursa o kadar rahat edeceksinizdir.
Yelkenli teknelerde yangına sebep olanlar arasındaki birinci sırayı tütün malzemelerinin tekne içinde içilmesi gelir; ikinci sırayı ise ocak yangınları alır.
Adi yangın, yağ yangını, elektrik yangını gibi yangın tiplerini bilmemiz; doğru müdahale konusunda eğitim almamız; hatta biz profesyonellerin yaptığı gibi tekrar etmeniz gerekir. Önce insan güvenliği, ardından materyal güvenliği açısından çok önemli olacaktır.
- Deniz tertibi
Deniz tertibi, yelkenli teknede veya bir deniz aracında denize çıkılmadan önce tekne üstü ve içindeki tüm malzemenin x ve y koordinatında (yatay ve dikey ortamda) sabitlenmesi ile tüm hatch ve lumbuzların kapalı hale getirilmesi anlamına gelir.
Bizim teknelerimizde genelde bas kilitle tipindeki dolap kulpları genel olarak deniz bağını sağlar. Dolap içine koyamadağımız malzemeler var ise bunları da halatla bağlamamız şarttır.
Tüm hatch ve lumbuzların kapalı hale getirilmesi, seyir halinde ise gerekli olması halinde kaptana bilgi verilerek kontrollü açılması kuralı boşuna değildir. Özellikle elektrik panosu tarafında olan lumbuz ve hatch’ler açık kalması halinde elektrik devrelerinde arıza/yangın/kısa devre oluşturabileceği için en önemli kontrol noktalarıdır.
- Cam
Yelkenli tekneler, deniz şartları iyi olsa bile, yelkeni bastığınızda rüzgaraltına doğru yatar. İşin fıtratında düz durmak yok diyelim 😊 Bu durum deniz tertibinin önemini bizim için daha da ön planda çıkarmakla birlikte teknelerde kullanımı yasak olan “Cam” materyallerden sakınmamızı da hayati öneme haiz edecektir.
Tekne sallandığında elinde kırılan bardakla kendini yaralayan mı arasınız, kayıp düşüp kırılan cam parçasına dengesini korumak için mecburen göz göre göre basmak zorunda kalan mı arasınız… çokça örnek olay vuku bulmuştur; ne yazık ki bu şekilde devam edildiği müddetçe de meydana gelmeye devam edecektir. Sizin dikkatinizin dahi işe yaramadığı noktalara doğru ilerleyen bir kaza zinciri oluşuverir ve daha ne olduğunu anlamadan kendinizi karaya atmak için MAYDAY çağrısı yapar bulabilirsiniz.
- Tek Başına Seyir – Solo Sailing
Şimdi diyeceksiniz ki hocam bu nasıl iş? Millet Solo Sailing yapıyorum diye caka satarken, bu da mı yasak? 😊
Yelken dünyası adı üstünde yelken üzerine kurulmuştur. Lazer, pirat, kadet gibi ufak teknelerle aynı yerde iki üç saat yelken yapıp geri dönmek üzerine kurulu bu zihniyeti yatçılığa döktüğünüzde bir anda karşınıza bambaşka bir dünya, “denizcilik” dünyası sizi karşılar. Denizcilik ise günlerce seyir yapabilecek bilgi beceri ile yetişmeyi ve pratiği gerektirir. Önce kişi, Deniz’i anlamalıdır.
“Denizci” olma vasfını, tekne alıp koyculuk yapmakla (bir koydan diğerine geçerek haftada 30/40 mil yapmak) ya da küçük teknelerdeki yelkencilik oyunu ile karıştırmayalım. Elbet yelkeni kullanmak zevklidir ancak bu konunun denizci olmakla alakası yoktur.
Denizci, millerce uzaklıktaki bir yere sefer planını yapan, gerekli tüm ikmal noktalarını belirleyen (yakıt, su ve yiyecek ile arıza bazında), hava tahminini incelemeyi bilen, Admiralty Sailing Directions’ları incelemeyi, Tide Table’ları okumayı ve hesaplamayı, Almanak kullanımını, UKC (Under Keel Clearance) ne olduğunu ve nasıl hesaplayacağını bilen, Air Draft Height Clearance hesabını bilen, seyrin gece ve gündüz diye bir ayrımla ayrılamayacağını çoktan öğrenmiş ve bu bilgiler gibi daha nicesine sahip olmuş kişidir. İşte bu kişi, asla denize YALNIZ BAŞINA çıkmaz.
Varın buradan siz hesap edin… yelken dünyasında, denizcilik dünyasından uzak bir zihniyetle yetişen, dünyada da sıklıkla cesaret örneği gibi gösterilen bu Tek Başına Yelken – Solo Sailing olayı belki dünyada da yapıldığı gibi bir “challenge” olara yapılabilir. Ancak sizin böyle bir iddianız yok ise, asla denize yalnız çıkmayın.
Denizde kalp krizi geçirip yere yığılmayacağınızın, tansiyonunuzun sizi bir an bile olsa bilinç kaybına neden olmayacağının, tekne üstünde iken bir anda düşüp bacağınızı kırmayacağınızın asla bir garantisi olamaz. İşte, bu nedenle biz deriz ki çok kısa mesafeler bile olsa asla yalnız çıkmayın.
Sizin tek başınıza yelkenli bir teknede her şeyi yapabiliyor olmanız başka bir şey, yanınızda konuyla zırnık alakası olmasa da, şahsınızın bir ihtiyacı olduğunda haberi olacak, sizi gözlemleyecek birinin olması ise bambaşka bir şeydir.
Deniz asla yalnız çıkmamaya gayret edin.
- Vardavela telleri
Çoğunlukla yelkenli teknede yaşam havuzlukta sürmektedir. Teknenin baş kısmına doğru ilerleme ve seyir halinde iken başta bulunmak gibi hareketlere pek girmeyiz. Ancak gerekli hallerde gözlemci ile, hava şartları kötü olması halinde ise mutlaka gidilmesi gerekiyor ve ertelenemiyorsa can emniyet halatı kullanılarak açık güverte üzerinde ilerlenebilir.
- Açık güverte üzerinde, sizi denize düşmekten koruyan tek emniyet ekipmanı ise teknenin etrafını dolaşan emniyet telleri, vardavela telleridir. Kötü hava şartlarında can emniyet halatının kullanımı esastır ancak iyi bir havada, ayağınız kaydığında vb. durumlarda tutunacağınız tek dalınız vardır; o da vardavela telleridir.
- Teknenizde vardavela tellerinin gevşek olması veya son ve başlarındaki pimlerin kırık, eksik, güçsüz olması bir anda tatlı bir tatili kabusa çevirebilir.
- Teknede iki şeyi asla istemeyiz. Biri yangın, diğeri denize adam düşmesi. Denize adam düşmesini engelleyen ekipman can emniyet halatı olmakla birlikte, bunlar hava şartları kötü iken kullanılır. İyi bir havada vb durumlarda canınızı koruyacak olan vardavela tellerinin bakımını kontrolünü ihmal etmeyiniz.
- Ayakkabı
Teknelerdeki sıkça yaşanılan kazaların başında, ayak serçe parmağı / baş parmağı kırıkları, bilek burkulmaları veya daha da kötüsü uzuvların kapalı / açık kırılmalarıdır.
Diyeceksiniz ki tatilde de mi hocam? 😊
Evet 😊 tatilde bile gerekli hallerde ayakkabı giymeniz gerekir. Mesela manevralarda, mesela ilk yelkeni basarken veya mayna ederken… işin kısacası ne zaman eldiven giyiyorsanız ayakkabı da giyiniz. Bu sizin sağlığınız, seyrin devamlılığı için en önemli unsurlardandır.
- Dalış malzemesi
Teknenizde mutlak bulunması gereken, genelde kullanılmadığı için hakir görülen, yenilenmeyen ve hatta belki de hiç tekneye konulmayan malzemelerdir. Bir tekne suda yüzer malum 😊 Öyle ise teknenizin altında veya denizin içinde herhangi bir olay vuku bulup su altında bir işlem (demiri takıldığı yerden almak, pervanedeki halatı kesip atmak, denize düşen bir malzemenizi denizden almak gibi) yapmanız gerekebilir – çok nadirde olsa.
Böyle bir durum için, size uygun bir maske, şnorkel, palet hatta belki de bunlara ilave olarak kemer ve ağırlık takımı da teknenizde olmalıdır. Unutmayalım, teknede olan her şeyin önlemini almak, olduğunda çaresine bakmakla ilgili tek bir sorumlu kişi vardır; o da sizsiniz; yani kaptan.
- İçki
Kaptanlar, içki ve kadınla çok anıla gelmişlerse de bu kanı, hayatta yanlış bilinen gerçekler adı altında bir madde olabilir.
Gerçek denizciler, seyirde asla içki içmezler. Hatta kaptan, tüm tekne misafirlerinin, mesela eşiniz, kızınız, oğlunuz ve arkadaşlarınız gibi çok değerli, canınızdan çok kıymetli kişilerin emniyeti açısından karaya bağlayınca bile çok içmemelidir.
Seyir halinde zaten içilmemelidir.
Yelkenli teknelerde bu çok daha kıymetli bir değerdir çünkü deniz ve teknenizin uyumunu hep hissetmeniz, hep bir gözünüzü yelkeninizin üstünde tutmanız gerekir.
- Bak, Dinle, Kokla
Şimdi bu da ne? Diyeceksiniz ancak bunlar teknenizde emniyet açısından her daim yapmanız gereken bir kural 😊
Teknenizde gördüğünüz bir şey normalden garip göründü ise, garip bir koku duymaya başladı iseniz veya olmayan bir ses gelmeye başladı ise asla geçiştirmeyin. Bu üç duyu organı ile algıladığınız ve savsakladığınız her şey mutlaka koca bir sorun olarak sizlere geri dönecektir.
Gözünüzü, kulağınızı ve burnunuzu teknenizin üstünden eksik etmeyin 😊